AKP periyodunda Türkiye’de yoksulluğun arttığını, gezdiği çarşı-pazarlardaki tablonun da ekonomik düşünceyi çok net biçimde ortaya koyduğunu belirten Gürsel Tekin, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ise toplumsal yardım alanyurttaş sayısındaki artışı olumlu bir tablo üzere sunmasını eleştirdi.
Tekin’in yazılı açıklamasında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati geçtiğimiz günlerde, 2002-2022 yılları ortasında bütçe karşılaştırması yaptığını altını çizerek,”2002 yılında yalnızca 1 milyon haneye toplumsal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları hariç tutulduğunda 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır’ demiş. Artık kısa bir hatırlatma yapıp bugüne gelelim… Bakanın dediğini referans alalım, hesap ortada; 4 milyon 300 bin aile ortalama 5 bireyden oluşsa; 21 milyon 500 bin kişi demektir. 85 milyonluk bir ülkede halkın yaklaşık 20 milyonunu yani her dört bireyden birini toplumsal yardım ile geçinmek zorunda bırakılmıştır. Hazine Bakanı’nın bunu büyük bir hünermiş üzere anlatması aslında AKP periyodunda yoksulluğun yaygınlaştığının ve kurumsallaştığının en değerli göstergesidir. Özcesi, AKP, yoksulluk, işsizlik, yokluk ve artırım demektir” halinde konuştu.
Tekin’in yazılı açıklaması şöyle:
‘2021 YILINDA 30 MİLYONDAN FAZLA KİŞİ YARDIM ALMIŞ’
“Aile ve Toplumsal Siyasetler Bakanlığı’nın 2019-2020-2021 faaliyet raporlarından derlenen bilgilere nazaran; 2021 yılında, 30 milyondan fazla kişi yardım almış. Bu hanelerden 2 milyon 476 bin 457’si nizamlı yardım, 5 milyon 276 bin 998’i müddetli yardım almış. 1 milyon 849 bin 940 hane ise hem nizamlı hem de müddetli yardımlardan faydalanmak durumunda kalmış. Türkiye toplumsal yardım istatistikleri bülteninin yayımdan kaldırılmasıyla gerçek yoksulluk envanterine ulaşılmıyor. Bu sayılar yine açıklanması gerekiyor.
‘AKP’NİN GAYESİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR YOKSULLUK’
Hayırseverlikle yoğrulmuş bir sivil toplum kuruluşu üzere davranan toplumsal yardım dayanışma vakıfları, AKP’nin siyasi devamlılığının bir uzantısı haline dönüşmüştür. Bu siyasi devamlılığın hedefi yoksullukla gayret ismi altında, ‘sürdürülebilir yoksulluk’ siyasetidir.
‘SOSYAL YARDIMLAR YOKSULLUĞU TABİR ETMEKTEDİ’
Sosyal yardımlar toplumsal devlet anlayışının bir sonucu olarak gözükmekle birlikte öteki istikametiyle yoksulluğu söz etmektedir. Toplumsal yardıma gereksinim duyan kişi sayısının artması; birebir vakitte işsizliğin artması, gelir dağılımının bozulması, fırsat eşitliğinin sağlanamadığı manasına da gelmektedir. Hiç elbet yoksulluk, toplumsal gelişmenin ve özgürlüklerin önündeki en büyük manidir. AKP hükümetleri ile birlikte artan toplumsal yardımlar; üretim, istihdam, göç siyasetlerinin da tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.”